Karanlık çağlarda efsane olabilmek amacıyla süper dövüş yeteneklerini kullanarak bir imparatorluğa meydan okuyan kahramanımız bu 3. yeni filmde yine macera ve aksiyon dolu olaylar zincirine giriyor.

16. yüzyılda geçen film,Solomon Kane’in şeytani güçlere karşı yaptığı mücadeleyi konu alıyor.İyi seyirler…

Bu filmde kural koymak yok, limitler yok!
Motor kullanmak amacıyla hayatta varlığını sürdüren Cary Ford, şimdi yaşamda kalmak adına motor kullanıyor. Reapers çetesi onu, kendisinin bile haberi olmayan bir cinayetten dolayı her yerde arar. Hellions çetesinin müdürü de, onu ve çaldığını düşündüğü kaçak malları arzular. Bütün bunların üstüne bir de FBI’ın ondan öğrenmek istediği veriler vardır. Herkes tarafından araran biri olmak keyiflidir öyle değil mi? Bu filmde kurallar yok, limitler yok. Genç bir oyuncu kadrosu (Barbershop 1&2′nin yıldızı Ice Cube Reapers çete lideri rolünde ve The Ring filminden tanıdığımız Martin Henderson, Ford rolünde) ve The Fast and The Furious, S.W.A.T. ve XXX filmlerinin yapımcılarının alev alev yanan ortaklıkları ile Torque’da en kuvvetli motorlar ve en çılgın sürücülerin buluşmasına tanık olacaksınız. Hızlı karşılaşmalara, vahşi kovalamacalara henüz hazır mısınız?

Junior ve çetesinin etrafında 2015 yılı Londra’sında geçen bir film…Bol bol çete çatışması ve Rap müzik… 2015, Londra… Gençlerden kurulu bir sokak çetesi beladan uzak durmaktadır Ancak rakip çete ile çatışmaya girince işler kontrolden çıkar Gençler kendilerini Londra’nın tehlikelerle dolu sokaklarında hayatlarını riske atarak intikam peşinde koşarken bulur….

Bella Swan ve Edward Cullen arasında yaşanan epik aşk hikayesinde sonun başlangıcına geliyoruz. Stephenie Meyer’ın çok satan ve şimdiden kültleşen Alacakaranlık roman serisinden uyarlanan son filmin ilk bölümünde Bella ve Edward her güçlüğe karşı durarak evleniyorlar.

Avrupa üzerinde faaliyet gösteren suç şebekelerini etkisiz hale getirmek için Avrupa ülkeleri ortak bir özel tim kurmuştur. Samuel Axel’de (Steven Seagal) bu birim de görev yapan Amerikalı bir özel ajandır. Costel (Darren Shahlavi) adında s uzun zamandan beri aranan bir suç çetesi patronunu yakalamak isteyen Axel operasyonlar sırasında çatışmada ortağını kaybeder. İntikam ateşiyle daha da öfkelenen Axel Costel’i yakalayıp öldürmek için ant içmiştir ama bu arada ne gariptir ki kendisine, yine azılı bir Rus uyuşturucu kaçakçısı olan Dimitri (Dan Badarau) yardım etmektedir çünkü Dimitri’de Costel’i öldürmek istemektedir. Artık oyun kural dışı oynanmaktadır iyiyle kötü yan yanadır.

S.I.S, birbirinden seçkin polislerden oluşan gizli bir ekibin kötünün de kötüsü Los Angeles sokaklarında suçlu avına çıkmış, kanunların gizli uygulayıcıları ‘Özel Araştırma Birimi’dir. Bu birim en ölümcül suçlarla savaşmada son derece mütevazıdır. Fakat tehlikeli metodları, yakın incelemeye alındığında içinde bulundukları görevlerin onlar için ne kadar tehlikeli olduğu anlaşılır. Son derece acımasız bir katil, şehirde kendi kurallarını koymak isteyince, S.I.S birimi onu ele geçirmek zorundadır

1930′ların kaos içindeki dünyasında Kuzeydoğu Asya’da, Kore Yarımadası Japon Emperyalistlerinin eline düşmüştü pek çok Koreli Çinle ülkelerini ayıran Mançurya’ya, atlarla dolu uçsuz bucaksız otlaklara ve vahşi topraklara kaçmıştı, ve bu acımasız yerde hayatta kalabilmek için bazıları kaçınılmaz olarak atlı haydutlara dönüşmüştü.Bir hırsız olan UTae-gu (Tuhaf) bir Japon subay trenini soymaya kalkışır, ancak işler karışır ve Japonlarla silahlı çatışmaya girer. Kurşun yağmurunun ortasında Qing Hanedanının Mançurya’da bir yere gömdüğü hazinenin yerini gösteren esrarengiz bir haritayı ele geçirir.Ancak soğukkanlı bir tetikçi olan Chang-yi de (Kötü) haritayı aramaktadır. Tae-gu sadece Japonlarla değil, aynı anda trene saldırmış olan Chang-yi ve adamlarıyla da savaşmak zorunda kalır. Mücadelenin sonunda, sanki gökten inmişcesine gizemli bir adam ansızın kurşun sağanağına dalar ve göz alıcı bir tabanca gösterisiyle Tae-gu’yu kurtarır. Savaştan sağ çıkan Tae-gu hayatını kurtaran bu yabancıya teşekkür ederken onun ödül için kendisinin peşine düşmüş ödül avcısı Do-won (İyi) olduğunu bilmemektedir. Ve bu üç adam Do-won (İyi), Chang-yi (Kötü) ve Tae-gu (Tuhaf) çok geçmeden uğruna savaştıkları bu haritanın Koreli direnişçileri, Çinli, Rus, Koreli dağ haydutlarını ve Japon ordusunu da bir mıknatıs gibi çektiğini keşfedeceklerdir ve kaçınılmaz olan son savaş geldiğinde trendeki yoğun kurşun yağmurunun hafif bir çisentiden başka bir şey olmadığını göreceklerdir.

Banquet, Sheakspeare’ in Hamlet’ inin Çin adaptasyonu. 10. y.y Çininde kader, entrika ve intikam üzerine kurulu bir film. Kendinden önce imparator olan kardeşini türlü entrikalar sonucu öldürüp tahta geçen yeni imparator Li ( Ge You ) ağabeyinin genç, güzel dul eşi prenses Wan ( Zhang Ziyi ) ile evlenir. İmparatorla sadece kendini korumak için zoraki evlenen genç prenses Wan bir zamanlar seviştikleri, ilk kocasından olan üvey oğlu prens Wu Luan ( Daniel Wu ), Başbakan ve bir General ile birlikte imparatoru öldürmeyi planlarlar. Prensin ve başbakanın da gözü imparatorluk tahtındadır. Onlardan şüphelenen İmparator görkemli bir ziyafet düzenler, burada herkes kozlarını paylaşacaktır.

25 yaşına gelen insanların, yaşlanmayı durdurmak için var güçleriyle çalışmak zorunda olduğu bir gelecekte geçen filmde, zaman gerçekten para ve güç demek.
Will Salas (Justin Timberlake), bir hata sonucu cinayetten hüküm giyer ve hapishaneden kurtulmak için tek şansı gerçek yüzünü gördüğü sistemi çökertmektir. Zira zamanın rahatlıkla satın alınabildiği bu sistemde zenginler sonsuza kadar genç kalarak yaşarken fakir ve güçsüz olan ise ölerek, elenir. Üstelik kendi yaşayamadıkları yıllar başkalarının hayatlarına eklenir. Güçs üz olanlar sadece bir gün daha hayatta kalabilmek için ‘zaman’ dilenir, ödünç alır hatta bazen zamanı çalar. Will Salas ise bütün bu yozlaşmış sisteme karşı baş kaldırır.

New York’un altındaki volkan yavaş yavaş hareketlenmeye başlar. Beklenmedik sarsıntılar ve gittikçe boyutu artan patlamalar kimse bir anlam veremez. Tünel kazı uzmanı Matt ve ekibi volkandan çıkan lavların şehrin su yoluna doğru akmakta olduğunu görürler. Yasal olmayan yollarla yapılan geo-termal bir deney volkanın aktifleşmesine sebep olduğu ortaya çıkar. Matt’in jeolog olan eski eşi de ekibe katılar ve şehri bu felaketten kurtarmaya çabalarlar.

10. yüzyılın başlarında en büyük uygarlıkların birinde yaşayan Ahmet Ibn Fahdlan, siyasi bir ayrıcalıkla beraber seçkin bir konuma sahiptir. Ancak Ibn’in bir kadınla girmiş olduğu ilişki onu zor durumda bırakır ve hatta özel bir görevle ülkesinden sürülür.

Muhbir, polisler ve gizli muhbirleri arasındaki çizgide yürüyor. Dedektif Don Lee (Nick Leung) yanlış bir karar verir ve yakın muhbirinden birinin yaralanmasına sebep olur. Bir yıl sonra, mücevher soygunu planlayan bir kartelin içine yeni bir adamını sokmak zorundadır. Ghost Jr. (Nicholas Tse)bu işe gönüllü değildir ancak Lee’nin teklifleri hayır demesini zorlaştırmaktadır. Lee davasının açılmasına yönelik kararlar almaktadır ancak bu kararlar her zaman muhbirinin lehinde değildir. Ghost bir role bürünmelidir ancak neyin doğru olduğuna karar verememektedir.

Amerikalı bir mühendis olan Kyle Lord ve eşi mutlu bir hayat sürmektedirler. Ancak mutlulukları karısının tecavüze uğrayıp öldürülmesiyle birlikte son erer. Polisin ihmali ve delil yetersizliği nedeniyle karısının katili serbest bırakılır. Kyle, katili öldürür ve ömür boyu hapse mahkum edilir. Cezasını çekeceği hapishane her türlü pisliğin yer aldığı korkunç bir yerdir. Hapishane müdürü, mahkumları ‘Sparka’ denilen bir dövüşe zorlamaktadır. Bu, general ve arkadaşlarının sırf kendi eğlenceleri için düzenledikleri bir tür bahis oyunudur. Kyle da zamanla bu dövüşlere katılmaya başlar.

Başrol oyuncumuz Ferrell meraklı bir gazeteciyi canlandırmaktadır.. çılgın gazetecinin tehlikeli görevler peşinde olduğu filmimizi izliyoruz.. İyi Seyirler..

Her ne kadar Gladyatörler eskide kaldı diye düşünülse de aslında modern Gladyatörler kendilerini göstermeye başlar. David Lord modern bir gladyatördür ve kendisini bir anda çok daha modern bir arenada bulur. Görevi ise insanları dövüşerek eğlendirmektir…

Gösterim tarihi: 11 Ekim 2011
Filmizle.com.tr puanı: 5.0/10
IMDB puanı: 4.9/10
Yapım: 2011
Oyuncular: Samuel L. Jackson, Kellan Lutz ve Johnny Messner
Tür: Aksiyon, Macera
Senaryo: Tony Giglio, Michael Hultquist
Yönetmen: Jonah Loop
Alternatif İsim: -

Kimsenin değiştirmeye gücünün yetemeyeceği bir kararla Amerika, Vietnam ile savaş başlattı… 14 Kasım 1965, Pazar günü sabah 10:48’de Albay Hal Moore ve maiyetindeki askerler, Vietnam’daki Ia Drang Vadisi’ne helikopterlerle indiler. Moore, alana ilk ayak basan kişiydi ve arkasından 400 askeri de onu takip etti, karşılarında, kendilerinden tam beş kat kalabalık bir Vietkong grubu vardı. Birazdan Vietnam Savaşı’nın ilk sıcak teması başlayacaktı. Albay Moore cepheye gitmeden önce, askerlerine cesaret verici bir konuşma yapmış ve alana ilk ayak basan ve en son ayrılan kişinin kendisi olacağını söylemişti. Bu savaşta farklı kuşaklardan askerler aynı safları paylaşmaktaydılar ve her iki tarafın askerlerinin de, evlerde bekleyen gözü yaşlı sevdikleri vardı. Ölümün Gölgesi denen vadiye doğru gireceğiz. Tanrı’yı ne diye çağırdığına veya derisinin rengine aldırmadan yanınızdaki adamın arkasını kollayacaksınız, o da sizinkini. Zorlu ve kararlı bir düşmanla karşılaşacağız. Sizleri evlerinize sağ getirebileceğime söz veremem. Ama şuna yemin ederim ki savaşmaya gittiğimizde alana ilk ayak basan da, ayağını en son çeken de ben olacağım. Hiç kimseyi arkada bırakmayacağım, canlı ya da ölü, eve hepimiz birlikte döneceğiz.. İyi Seyirler..

Transformers‘ın tarihçesininde yeni gelişmeler keşfeden Sam Witwicky (Shia LaBeouf), bunu belgelendirerek işe koyulmak ister. Fakat bu belgelerin peşinde olan şeytani ruhlu Deceptionlar, bu belgeyi ele geçirebileceklermidir. ? Büyük kapışma Giza piramitlerinde gerçekleşecektir. Bunun sebebi ise aranan tapınakMısır‘daki piramitlerdedir. Michael Bay yönetmenliğindeki güzel birbilim kurgu filmi…

Ay’ın Karanlık Yüzü filminin konusu insanoğlunun yaptığı bir hata sonrası dünyanın tarihinin en büyük savaşına tanık olması anlatılıyor. Ay’a yapılan yolculuk sonra ayda bulunan bir Decepticon’u canlandıran insanoğlu kendini yine Decepticonlar ile bir savaşın içinde bulur. Transformers serisinin her filminde Decepticonlar biraz daha güçlü olarak karşımıza çıkıyor. Buna karşı seri ilerledikçe de Optimus Prime’ın aslında ne kadar güçlü olduğu ortaya çıkıyor. Fakat serinin 3. filminde Decepticonlar insan hayalini zorlayacak düzeye çıkartılmış diyebiliriz.

9 yaşında Cataleya adındaki küçük bir kız 1992 yılında Kolombiya’da ailesinin öldürülmesine şahit olur ve kendisi de canını zor kurtarır. Tanınmış bir gangster olan amcası Emilio’nun koruyuculuğunda ABD’ye göç eder.
Cataleya, intikam ateşiyle büyüyüp artık genç ve güzel bir kadın olduğunda, amcasının kiralık katillerinden birine dönüşür. Fakat geçen bu sürede anne ve babasının katledilişini asla unutmaz ve öldürdüğü insanların göğsüne bir orkide çiçeği çizerek, her cinayetin ardında kendisinden bir iz bırakır. Cataleya intikamı sonuna kadar götürmeye yemin etmiştir.

Parası olan herzaman kazanır filmimizde ise gençliğini satın alan bir kesmin bu sırra nasıl ulaştığını ve kimlerin faydalanabildiğini ele alıyor.. Aynı zamanda
İnsanlar ölümsüzlüğün peşinde iken bu altın çağın onlara nelere maal olduğunu bu uğurda yaşanan hem ölümsüz hem genç hemde hayatta kalmak için verdikleri mücadele yaşayanan dünyanın nufus artışından dolayı girdiği tehlikenin boyutlarını ele alan bir hikayedir.

Memphis eski araba hırsızlarındandır ama artık yeni bir hayata başlamış ve hırsızlığı bırakmıştır.Kendisi gibi hırsız olan kardeşi Kip ise hala bu işin içindedir.Aldığı işi başaramayan Kip patronu Raymond tarafından ölümle tehdit edilince Memphis mecburen eski işine geri dönmek zorunda kalır. Bir gecede 50 tane araba çalmaları gerekmektedir.

57 yaşındaki Ray Liotta’nın Jack rolünü canlandırdığı 2011 yapımı bir film ile beraberiz. Jack bir cinayet masası dedektifidir. Bir seri cinayeti soruştururken FBI tarafından incelemeye alınır. Jack ile kurbanların yakınlığı ortaya çıkarılır ve cinayet masası dedektifi baş şühpeli olmuştur.

Gideon bir kış günü ormanda saldırıya uğrar yaralanan Gideon uzun ve zorlu yolda kaçmaya devam eder peşinde ise Carver in bir grup adamı vardır fakat Gideon tum zorlukları aşarak ve gruptaki adamlarıda eksilterek yoluna devam eder.Bu amansız takip demiryolunda son bulacak diye düşünülürken tam aksine Gideon oradanda kendini ustalıkla kurtarır.Onun takipdilme amacı ise Savaş sonra Gideonun Carverin evine gidip bilgiler almaya çalışması sırasında Carverin evinin içinde ailesi ve çocuklarıyla yakılmasıdır.Ama bu kovalamaca süpriz bir sonla bitecektir.